8 Haziran 2013 Cumartesi

Godot'yu Beklerken

Beckett’in bir başyapıt olarak kabul edilen bu eseri için hep Godot’nun gelmeyeceğine vurgu yapılır. Evet Godot’u belki gelmeyecektir ama Godot’yu beklerken meydana gelen olaylar ve diyaloglar en az Godot’un gelmeyecek olması kadar önemlidir. Ayrıca karakterlerin öne çıkan özelliklerine dikkat etmek gerek. Ben karakterlerin aslında insanın içinde birbiri ile çelişen ama yine de hep beraber olan kişilik özellikleri ya da kişilikler olabileceklerini düşündüm. Esteragon’un her şeyi unutması, zaman ve yer algısının olmaması, var olmayan şeyler görmesi ve var olan bazı şeyleri görmemesi, gerçeklerden kopukluğunu gösteriyor ve isteklerini sürekli tekrarlaması onun aslında gerçekleri pek umursamadığını gösterir. Vlademir ise gerçeklerin içinde kaybolmuştur, hayatı gerçeklerden oluşur. Vlademir ve Esteragon, Godot’yu beklerken hep ne yapacaklarını bilemez bir haldedirler, sürekli bir ne yapacaklarının arayışı vardır. Godot’un o akşam gelmeyeceğini söylemeye gelen çocuğun varlık sebebini pek anlamadım ama umudu ayakta tutan bir hayal olabilir. Vlademir ve Esteragon ikili diyaloglarında hayata ve çevreye çeşitli felsefik bakış açıları sunuyorlar ama bakış açıları birbiri ile tutarlı değil ve metnin tamamında karakterlerin temel özelliklerinden biri tutarsızlıktır.
Bir benzetme yaparsak, Esteragon’u bilinçaltı, Vlademir’i bilinç, Godot’yu bilincin ve bilinçaltının istediği bir istek/ihtiyaç olarak görebiliriz.

Hiç yorum yok: